17 Mayıs 2012 Perşembe

bilinç devrimi,

BİLİNÇ!…
* Her yeni yetişen kendisinden eskisini beğenmeyecek kadar yükselirse o zaman, ancak o zaman gelecek kuşaklar birbirinden basamak basamak yüksek düzeyde bir yükselme grafiği oluştururlar ki, insanlığın ilerlemesinin amacı budur…
* Her ulus, devrimini toplumsal baskısına ve gereksinimlerine bağlı olan durumuna ve bu devrimin oluş zamanına göre yapar.
* Devrim hareketlerinde dikkat edilecek nokta, insan topluluklarının amaçlarını, düşüncelerini öğrendikten sonra, onlara yenilikleri kabul ettirebilmektir…
(Atatürk’ten İnsanlığa Yol Gösteren Sözler/ Truva Yayınları/ sayfa 49-50)
DEVRİMİ…
Bilgi Çağı” insanının geleceği; “Bilinç Çağı”nı İDRAK etmesine, diğer deyişle HABİTAT’ın YAŞANABİLİRLİK ilkesini hayata geçirmesine, daha açık deyişle bu gezegeni  tekrar yaşanabilir kılmasına, çok daha açık deyişle, “Bilinç Devrimi” yapmasına bağlıdır…
Bilinçolog Galip Baran
GÖLGE ETME!..
Ey “Bilgi Çağı”nın;
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
TBMM Başkanı Cemil Çiçek,
Başbakanı R. Tayyip Erdoğan,
Diyanet İşleri Başkanı Dr. Mehmet Görmez,
Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel,
Valileri,
Kaymakamları,
Belediye Başkanları,
Muhtarları;
Ey, seçilmiş ve atanmış kamu görevlileri!
“GÖLGE ETMEYİN! BAŞKA İHSAN İSTEMEZ!
BAŞKA İHSAN İSTEMEM..
 “Bilgi Çağı” insanlarının nazar-ı dikkatine:
“Bilgi Çağı”nın (geçici-dünyevi) değerlerinden biz de yararlanacağız, ancak “Bilinç Çağı”nın (kalıcı-uhrevi) değerleriyle icra-i sanat edeceğiz…Biline…
Türkiye Diğerkâmlar Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı
Bilinçolog Galip Baran
MEŞRU OLAN HAK VE HAKLI’NIN GÜÇLÜLÜĞÜ’DÜR.
 “Her halde bu dünyada bir ‘hak’ vardır. Ve hak gücün üstündedir.”
(Atatürk’ten İnsanlığa Yok Gösteren Sözler” /Truva Yayınları/ sayfa 44
İNSAN, YASA, ANAYASA VE BEN
Yirminci yy’ın en tanınmış mistiklerinden Bhagwan Shree Rajneesh’e yöneltilen bir sorunun cevabı ve benim konuyla ilgili görüşüm:
Soru: Toplumsal kuralların insanlar için temel ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Lütfen bireyle toplum arasında ne türden bir ilişki olduğunu ve birbirlerine gelişmekte nasıl yardım edebileceklerini açıklar mısınız?
Bhagwan Shree Raljneesh: Bu çok karmaşık bir soru. Tüm varoluşun içinde sadece insanın kurala ihtiyacı vardır. İnsanın kurallara ihtiyacı olmasının ardındaki neden onun hayvan olmaktan çıkması, ancak henüz bir insan haline de gelememiş olmasındandır.
Hayvanlar kurallar, kanunlar, anayasalar, mahkemeler olmadan mükemmel olarak yaşar. Şayet insanoğlu gerçekten insan olabilirse-sadece lafta değil, gerçekte de- hiçbir kurala ihtiyaç duymayacaktır.
Bugüne kadar bunu çok az insan hayata geçirebilmiştir. Örneğin, Sokrates, Zerdüşt, Bodhidharma gibi adamlar için hiçbir kurala gerek yoktur. Eğer tüm toplum hakiki anlamda insan olma yönünde evrim geçirebilirse, sevgi olacaktır ama kanun olmayacaktır…
Sorun; insanın bir hayvanın sahip olduğu doğal davranışları henüz elde edememiş olması nedeniyle kurallara, kanunlara, mahkemelere, ordulara, bir polis gücüne ihtiyaç duymuş olmasıdır. İnsan bir kaostur. Bu kaosu kontrol etmek için tüm bu şeylere gerek vardır.
Galip Baran: “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi” ile,  “yaradılanları Yaratan’dan ötürü sevme ilkesi”ni özümsemiş bir insan olduğum nedenle “benim için de ne yasaya ne de anayasaya gerek yoktur” diyorum.
İşte bu nedenle; yukarıda sözü edilen iki ilke hayata geçtiğinde ne bu ülkede, ne de dünyada adaletin sorun olmayacağını, bu kadar çok polise, savcıya ve hakime gerek kalmayacağını, “Yurtta ve Dünyada Barış”ın gerçekleşeceğini iddia ediyorum…
Aynı nedenle, bu gezegenin sakinlerini “o iki ilkeyi özümsemeğe” davet ediyorum…
(Kaynak: “Özgürlük”,  OSHO Ganj yayınları)

Bilinç Üniversitesi  kurucusu
Bilinçolog (Atatürk Bağımlısı) Galip Baran

TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@ttmail.com

Bilinç Üniversitesi’nin
(a)  İşlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Fakülteleri ile Bilinçoloji Bölümlerine dönüşebilecek; ‘Ana Bilim Dalı’, ‘Bilinç Kürsü’sü’ ya da ‘Bilinç Enstitüsü’ gibi üniteler ihdas ve teşkiline yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog  v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmak.
(b)  Amacı:  “Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu” bir dünya düzeni kurmak.